23 Ağustos 2012 Perşembe

Arang and the Magistrate ( 아랑사또전 )

        2012 yapımı çiçeği burnunda şirin mi şirin bir dizi ARANG  :)  Övgüye değer bir dizi.Başrollerde en sevdiğim ve aynı zamanda yaşıklı güney koreli prens Lee Jun Ki  ve tatlı mı tatlı güney koreli güzel Shin Min Ah yer alıyor.Shin Min Ah'nın halleri ,tavırları ,şirinliği diziye ayrı bir hava katmış.En çok da çatıdaki oturma sahneleri beni gülmekten kırdı geçirdi. Bkn:Şekil 1-a da olduğu gibi. :D

Şekil 1-a
    
        Shin Min Ah nam-ı diyar Arang dizide kim olduğunu ve nasıl öldüğünü hatırlamayan ve 3 yıldır başı boş gezen bir hayalet olarak karşımıza çıkıyor.İçinde bulunduğu bu karışık durumdan kurtulmak için köye yeni gelen yargıçlardan yardım etmelerini istiyor ama ölümlerine sebep olmaktan ileri gidemiyor.( Adamlar haklı abi hayalet yaw :D ) Hayalet ama hayalimizde canlanıveren imajdan farklı olarak sempatik ve komik bir hayalet.

        Bu olaylar olurken köye annesini aramak için gelen Eun Oh(Lee Jun Ki) ,yolda Arang'ı görür.İlk başlarda Arang ,Eun Oh'nun onu diğer faniler gibi görmediğini sanır ama sonradan kendisini gördüğünü anladığında ondan büyük bir iyilik ister.Kendini beğenmiş,kaba ve bencil olan bu yabancı ilk başlarda umursamasada kendi menfaati için bu şapşal hayalete yardım eder.Curcuna burdan sonra kopacaktır.


         Şimdilik 2 bölümcük izlemiş olsamda bu dizinin tutacağına eminim.Gerek oyuncu kadrosu , gerek konusu itibariyle severek izleyeceğim :) Tabi şunları söylemeden de geçemeyeceğim : Yaw o ölüm meleklerinin makyajlarını kim yapmış ya amma komik olmuş.Sanırsın pandomim sanatçıları.Biraz ciddiyet ya lütfen :P :D


Dizi hakkında detaylı bilgi için:  http://wiki.d-addicts.com/Arang_and_the_Magistrate


Birkaç Foto:


Romantik sahnelerden biri


2.bölümün son sahnesi
HARİKAydı


Trailer:




 İYİ SEYİRLER ^^
                                                  

22 Ağustos 2012 Çarşamba

HAYATI ISKALAMAYA LÜKSÜN YOK SENİN...

    "Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan,için rahat olsun.Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiç bir işe yaramayacaktır.Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?' diye  bir soruyla bile karşılaşabilirsin.

    İki ucu keskin bıçaktır bu işin.Yaptıklarınla değil yapamadıklarınla yargılanırsın hep.Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur.İyi halin cezanda indirim sağlamaz.

    Sen, 'Ana senin için şunu yaptım.' derken o,'Şunu yapmadın,' diye cevap verecektir.Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.

    Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.

    Özledin,içtin,ağladın,güldün,şarkılar söyledin,düşündün,şiirler yazdın.'Peki o ne yaptı?' deme.Herkes kendinden sorumludur aşkta.Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?

    Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.Her zamanki gibi yaşayacaksın sen.'Acılara tutunarak' yaşamayı öğreneli çok oldu.Hem ne olmuş yani yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil.Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki...

    Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu?Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.

    Yine içeceksin rakını balığın yanında.Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası...Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asıl olan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte.Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu.

     Elbet bitecek güneşe hasret günler.Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

    Unutma;
Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin..."

                                                          -NAZIM HİKMET RAN-

20 Ağustos 2012 Pazartesi

One Day/Bir Gün


          “Yarın ne olursa olsun bugün yaşanmış olacak.Eminim gelecekte bir gün yine karşılaşırız.Bence bunun bir mahsuru yok.Ama arkadaş olacağız.

            Hani bazı aşklar vardır ya zamanla olgunlaşan,değeri şarap gibi yıllandıkça artan.Evet bahsettiğim film tamda bu konuyu ele almış harmanlamış,öğütmüş ve bize sunmuş.Romantik filmler her zaman ağlatmıştır beni ama bu film daha farklı bir tat sunuyor izleyenlere.Sanki mantıkla kalbin yarışı gibi.Kalp kazanıyor ama saat gece yarısına 1 dakika kala.Son 60 saniyede yaşanıyor aşk.

           Dram,yer yer komedi,tüm film boyunca varolan romantizm,insanın kendisiyle yüzleşmesi,çaresizlik,dibe çöküş,umut,varoluş,özlem ve daha bir çok duyguyu aktaran çok güzel bir yapım.Oyunculuklar bir harika. 'Jim Sturgess' ve canlandırdığı karakter Dexter'a bayıldım.Karakter aslında bir varolma çabası içerisinde.Kalabalıklar arasında yalnız kalan çoğu insan gibi düşmemek için çabalıyor.Gerçek aşk onun elinden tutardı , o bunun farkına erken varabilseydi.

            Dexter'ın filmin sonlarına doğru yaşadığı hayal kırıklığı,pişmanlık ve üzüntü dolu dakikaları beni de üzdü ama filmin genelindeki kendinden emin ama şapşal olan tavırları,cool takılması,mimikleri,jestleri,çekiciliği,insanın başını döndüren yakışıklılığı yani kısacası büyüsüne kapıldım Dexter'ın. ^_^

           Bana ve belkide tüm izleyenlere önemli bir olguyu anımsattı:Zaman...Geriye alınamayacak tek şey.A tabi nasıl unuturum bir de Aşk. ^^

En etkileyici  9  sahne:

*Ayrılık -Emmanın kazası- sahnesi
*Dexter'ın çaresizce Emmayı arama sahneleri
*20 yıl ve yaşanan 15 Temmuz günleri 
*Emmanın Dexter'a "Seni seviyorum ama artık hoşlanmıyorum." dediği sahne
*Dexter ve babasının çaresizliklerini paylaştıkları sahne
*Emma ve Dexter'ın çıktıkları minik tepecik
*Emmanın Dexter'ı tercih ettiği sahne
*Dexter'ın düğünde yapacağı konuşmayı prova ederken ki sahnesi
*Dexter ve 20 yıllık değişimi


Fotoğraflarla BİR GÜN

















We Had Today - Rachel Portman (One Day OST)




8 Ağustos 2012 Çarşamba

Yerdeki Yıldızlar ( Taare Zameen Par / Like Stars on Earth )

         Son zamanlarda hiç bu kadar duygulandığımı ve göz yaşlarımın istemsiz olarak döküldüğünü hatırlamıyorum :'/ Yerdeki yıldızlar 2007 yapımı Aamir Khan tarafından yazıp yönetilen ve aynı zamanda baş rol oyuncularından biri olduğu harika bir hint filmi.Hint filmlerine bakış açımı kıran 3. film :D Slumdog Milyoner , 3 İdiot ve şimdi de Taare Zameen Par yani Yerdeki Yıldızlar. Konusu çok güzel işlenmiş ve oyunculuklar da gerçekten iyi düzeyde olan bu filmin ayrıca  baş rol oyuncularından biri olan minik yıldız Darsheel Safry de bir o kadar güzel bir oyunculuk çıkarmış  :) Kesinlikle izlenilmesi gereken harika bir yapım...


 "HER  ÇOCUK ÖZELDİR."



IMDB Puanı: 8.3/10
Tür: Aile, Dram, Komedi
Yönetmen: Aamir Khan, Amole Gupte
Oyuncular: Aamir Khan, Darsheel Safary,
Tisca Chopra, Alorika Chatterjee
Müzik: Raman Mahadevan, Shaan,
Vishal Dadlani, Adnan Sami
Süre: 2 saat 45 dk

           Konusu: Ishaan ( Darsheel Safry ) neşeli , mutlu hayatı dolu dolu yaşamasını bilen ama o küçük bünyesinde baş edemediği bir hastalıkla mücadele etmeye çalışan  tatlı mı tatlı bir çocuktur. Disleksi yani öğrenme bozukluğu denen bu hastalık Ishaanın tüm okul hayatını cehenneme çevirmeye yeter de artar.Babası baskıcı ve dediğim dedik diyen çocuk ruhundan anlamayan ve gerektiğinde şiddete başvuran katı bir babadır.Ishaan okulunda sürekli problemler yaşar ve en sonunda okuldan alınmak durumunda kalır ve babasının tanıdığı biri vasıtasıyla yatılı bir okula başlar.Ancak durumu daha da kötüleşmektedir çünkü şimdi ailesi de yakınında olmayacaktır.Ancak yerdeki yıldızımız filmin ortalarında geçici olarak okula gelen resim öğretmeni Nikumbh ( Aamir Khan ) sayesinde içine düştüğü bu buhrandan zor ve etkileyici bir biçimde kurtarılacaktır.


 Partlar: 

 Part 1/16


  Part 2/16



Part 3/16




Part 4/16


Part 5/16


Part 6/16



Part 7/16


Part 8/16


Part 9/16




Part 10/16



Part 11/16



Part 12/16



Part 13/16



Part 14/16



Part 15/16



Part 16/16


5 Ağustos 2012 Pazar

Yusuf Güney-İki Romantik Deli


 Bu şarkıya bayılıyorum ya  :D şarkı,sözleri,yusuf güneyin yorumu hepsi harika...


Sözleri:

Biz iki inatçı deli iki serseri
Biz seninle kışa girmiş yaz çiçekleri
Şimdi ayrı şehirlerde deliler gibi
Bekledim senin sevgini
Hayattan çok yoruldum
Bilinmez oldum bu genç yaşımda
Gülen bu gözlerim
Gülmeye umutsuz sen gelinceydi
Tut ellerimden hayatı tut yüreğinden
Bize lütfedilen bu aşkı al gel
Gönlüme koy gel tek sevdiğim
Biz iki inatçı deli iki serseri
Biz seninle kışa girmiş yaz çiçekleri
Şimdi ayrı şehirlerde deliler gibi
Bekledim senin sevgini
Sensiz günleri ömrümden siliyorum ben
Daha çok yer açılır biliyorum ben
İkimizi kurtarmanı diliyorum ben
Aşkım güçlü ölümden
Sensiz iken ağlıyorum
Beter bir hale bağlıyorum
Güzel günlerin hatrına dön gel
Her şeyi yak gel tek sevdiğim
Biz iki romantik deli iki serseri
Biz seninle kışa girmiş yaz çiçekleri
Şimdi ayrı şehirlerde deliler gibi
Bekledim senin sevgini
Sensiz günleri ömrümden siliyorum ben
Daha çok yer açılır biliyorum ben
İkimizi kurtarmanı diliyorum ben
Aşkım güçlü ölümden

3 Ağustos 2012 Cuma

Şimdi lütfen burda kal ve hayır dersen neler kaçırabileceğini görelim






Bir filmden alınan bir kareymiş.Nette takılırken rastladım.Hangi film olduğunu daha bulamadım :/

( Çok beğendim ya kızın hayır deyeceği varsa bile bu sözlerden sonra kesin vazgeçer.)

                                                                                                                                           

^^ Şiirlerimden biri ^^

Aşk dediğin aniden yağan yağmur gibi olmalı
Ansızın gelip bulmalı seni
Kaçacağın bir sığınak olmadan işlemeli kalbine
Ve senin tek sığınağın onun kalbi olmalı
Ta ki
Yağmur dinip ardında renkli bir gökkuşağı bırakana dek

    Sibel DİNÇ