12 Kasım 2012 Pazartesi

*Lenka*

   
      Yeni keşfettiğim bir müzisyen Lenka :D Şarkıları da kendi gibi güzel...Alışılmışın dışında bir tarzı ve etkileyici müziğini de söylemeden geçemeyeceğim.Klipleri ise bi o kadar renkli ve eğlenceli (:

 Sevdiğim şarkılarından bazıları:







İyi dinlemeler...

4 Kasım 2012 Pazar

Dedemin İnsanları

Sizlere çok güzel bir filmi tanıtmama izin verin. :)  Çağan Irmağın senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı 2011 yapımı dram,tarihi türlerinden oluşmuş bir Türk filmi.

Tek kelimeyle harika bir film.Bayıldımmmm...Tabi bu kadar geç izlediğim için kendime kızdım ama geç olsun güç olmasın diyorum ve başlıyorum yorumlamaya...

Film bir yönüyle geçmişimizin karanlık ve sancılı geçtiği dönemlere yani ülkemizin kurulması yeni yeni yeşermesi ve tabi değişimlerin hat safhada olduğu yıllarada gönderme yapıyor.Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesinden bahsediliyor.(Mübadele hakkında ayrıntılı bilgi için: http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye-Yunanistan_n%C3%BCfus_m%C3%BCbadelesi )Hani hepimizin ilk okulda sınavlarda çıkacağı için ezberlediğimiz ama tanık olmadığımız için tam olarak anlayamadığımız bir olaydan bahsediyor.Hatta filme konu olan hikaye ve kahramanların isimleri de gerçek bir olaydan yola çıkılarak yapılmış.Bu filmi izlemeden mübadele zamanlarının bu kadar karmaşık olduğunu belki biliyordum ama görselliğin katılmasıyla olaylar daha güçlü yansıtılmış izleyenlere.Filmde oyuncular sanki gerçekten hikayeden birer parça gibiler.Çok gerçekçi,samimi ve sıcak bir his uyandırıyor film.

Filmde beni en çok etkileyen isimlerden biri de dede rölündeki Çetin Tekindor'un oyunculuğu ve yüklendiği misyon.Çok samimi ve içten bir oyunculukla gereken tüm hissi izleyenlere aktarabilen bir isim.Filmde torunuyla yer aldıkları sahnelerde torununun çıkardığı tüm sorunlara rağmen hoşgörüsü ve insanlığıyla çok etkiledi beni.En çok da sürekli Onlarda Bizim İnsanımız demesi çok hoştu.Tabi sıcakkanlı ege insanını temsil etmeleri ve bizi bizim insanımızı bu kadar doğal yansıtmaları da ayrıca filmi izlenir kıldı.İlk defa bir filmi izlerken uzun bir süre ağzım kulaklarımdaydı.Bu filmle bir kez daha anladım ki harika bir milletiz.(İstisnalar kaideyi bozmaz.) Filmde en çok dikkatimi çeken de dükkanı kilitlemeden gidip işlerini yapabilmeleri.Evet yanlış duymadınız.Eskinin insanları daha bir medeniymiş canım.Torunu dedesine neden dükkanı kilitlemeyip önüne sadece sandalye koyduğunu sorduğunda,dedesinin verdiği yanıt beni çok şaşırtmış aynı zamanda da nerde böyle insanlar dememe vesile olmuştur.Dedesi dükkanı kilitlerse esnaflara saygısızlık olacağını ve müşterilerinde dükkandan soğuyacağını söylüyor yaramaz torununa.İnsanların o zamanlar birbirlerine güvenleri varmış.Dostluklar daha gerçekçiymiş.Tabi günümüzün ortam ve şartlarıyla kıyaslamak akıl karı olmaz zira bu zamanda değil dükkanı kilitlemek alarm taktırsan bile yinede soygunlar olmakta.Filmde üzülmeme sebep olan bu kadar yiğit bir insanın yani dedemizin intihar ettiği sahneydi.Nasıl olurda onun kadar yıkılmaz karakterdeki biri bu yola başvurabilir.İnsan yorulduğunda dinlenmeli yoksa şiddetli bir rüzgar geldiğinde ayakta duracak gücü kendimizde bulamayabiliriz.Ancak dedemizin yaşadıkları dile kolay şeyler.Mübadeleyle birlikte evinden ayrılmış,gemi yolculuğuyla İzmire gelirlerken küçük kardeşini tifodan kaybetmiş,daha sonraları da tüm ailesini kaybetmiş.Geçmişe büyük bir özlem duyan bir kalp ki özlemini bir türlü gidemediği yurduna , şişelere nağmeler yazıp denizin diğer kıyısına gitmesi için bırakmasından anlayabiliriz.Tüm özlemi var o şişelerde :/ Gerçekten hüzünlü...T_T...Göç,ait olamamışlık hissi,özlem duyguları ve bunun yanında yeni yeni emeklemeye başlayan bir ülkenin ani düşüleriyle çalkalanan hayatları olmasına rağmen gözleri ağlamaklı olsada dudaklarıyla güler halde karşılayabilen bir mizaçları var bu samimi insanların.
Filmin sonuda çok hoştu.Torunu artık büyümüş,eline işini almiş yani dedesinin yolundan gitmiş ve dedesinin yaşarken en çok gitmek istediği yer olan yurduna gitme hayalini gerçekleştirmiştir.Ancak gerçekmidir bilinmez ama gerçek olmasını istediğim güzel sahneler vardı.Torunu Ozan Yunanistana gittiğinde oradaki insanlar Ozanın Türkiyeden geldğini duyduklarında; Türkler ve Yunanlılar dosttur demeleri ve misafirperverlikleri çok ilgi çekiciydi.Ozanın , dedesinin özlemini duyduğu yere yani Girite ve doğduğu eve gelmeside bence yaşamıyor olsada dedesinin kulağına gitmiştir.Belkide onunla orada bulunyordu o anda ne dersiniz? Hayali gerçek olmuştur değil mi?

Uzunnn lafın kısası bu filmi kaçırmayın derim...

Türkler kadar sıcakkanlı bir toplumun her ne kadar başka kültürlerin yapımlarını arada izlesek de en çok kendi Filmlerimizde içtenliği,samimiliği,sıcakkanlılığı ve aitlik duygusunu hissedeceğimize inanıyorum.Sonuçta çok özel bir toplumuz değil mi?... :)

Burdan sonraki yazılar alıntıdır...
Aşağıdaki yazıyı filmin sitesinden alıntı yaptım.Film ve oyuncular hakkında daha detaylı bilgi için sitenin linki : http://www.dedemininsanlari.com/

"Ozan, Ege'de küçük bir sahil kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktur. Girit göçmeni dedesi Mehmet Bey nedeniyle arkadaşları onunla "gavur" diye alay etmektedir. Yalnız kalmaktan korkan Ozan, başta dedesi olmak üzere ailesine kızar "Biz Türküz." diyerek onlara kafa tutar.

Ozan'ın dedesi Mehmet Bey, kasaba eşrafından, saygın bir adamdır. Kasaba halkına kol kanat gerer, sorunlarıyla ilgilenip, onlara yardım eder. Hoşgörürsüyle bilinen Mehmet Bey torununun bu durumundan dolayı üzülmekte ve endişe duymaktadır. Mehmet Bey daha yedi yaşındayken, ailesi zorla topraklarından kopartılmış, mübadeleyle Girit'ten göçmüşlerdir. Mehmet Bey'in en büyük arzusu ölmeden evvel doğduğu toprakları görebilmektir. Bu özlemle sık sık içinde mektuplar olan şişeleri Ege'nin mavi sularına bırakmaktadır.

DEDEMİN İNSANLARI, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken, mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere, bir defa daha ama bu kez farklı bir yerden bakacaksınız."

Ayrıca  http://www.beyazperde.com/filmler/film-195891/ sitesinde yer alan tanıtım yazısının bir kısmıda aşağıda yer almaktadır.Ayrıntılı bilgi için yukarıdaki linke bakabilirsiniz.
 Çağan Irmak, Babam ve Oğlum ile çok başarılı olduğu sulara, Dedemin İnsanları ile geri dönüyor. Most Production ve Ay Yapım’ın yapımcısı olduğu, Çağan Irmak’ın senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği Dedemin İnsanları, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. Filmin mübadele yıllarına uzanan hikayesi I. Dünya Savaşı ile değişen, parçalanan hayatları sinemaya taşıyor... Çekimleri yaz aylarında tamamlanan filmin oyuncu kadrosunda başta Çetin Tekindor, Hümeyra, Mert Fırat ve Yiğit Özşener olmak üzere birçok ünlü isim yer alıyor...

Filmin Fragmanı:



Filmin Tek Parça İzlemek İçin:





İyi Seyirler Diliyorummm...